26 Aralık 2009 Cumartesi

Yansıma Dergisi ve Bedrettin Cömert; Üçüncü yazı

Değerli İzleyici,

İlk iki gün birbirleriyle bağıntılı iki mektup vardı. Bunları izleyen üçüncü mektup, (bekletilmeye alınan bir ara parçası var) burada. Mektuplar arka arkaya aynı konu üzerinde ilerlediği sırada; ‘Sana, ilk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenlerini sonra yazarım demiştim,’ diyerek günübirlik yaşamla gelen sıkıntılarını yazıyor Bedrettin Cömert burada.

Bu projede yol alındıkça şunu göreceğiz. Ayrıntı gibi görünen ögeler hem yazınsal metinlerin arkaplanına hem onun yaratıcısının bireysel arkaplanına gönderme yapacaktır ve bu nedenle önemlidir.

Bu üçüncü mektup bu açıdan iyi bir örnek. Uzun ara vermeden gelecek olan dördüncü yazıda bu üç mektupla birlikte Bedrettin Cömert, canlı bir şekilde gözlerimizin perdesinde yansıyor.

Bir mektup okuma, mektuptaki sözcükler arasında dolaşma denemesi, daha özü bir mektubun açılım provası olacak bu dördüncü yazı. Şimdi üçüncü mektubu birlikte izleyelim.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 26 Aralık 2009
Ankara, 27 Şubat 1972
Sevgili Kardeşim Tekin,

Mektubuna ve yazının değiştirildiği haberine çok sevindim. Tabii ki mektupla birlikte iki sayı dergiyle senin kitabını da aldım. Teşekkür ederim. Senden ricam, ilk yazıyı bana bir zahmet iade etmen. Düzeltip, sana tekrar göderirim. Hesaba katmam gereken bazı temel ayrımlar üzerinde durmadığımı sonradan farkettim. Ama özde, değişen bir şey yok.
......
Sana, ilk mektubumda, niçin yazı göndermekte geciktiğimin nedenlerini sonra yazarım demiştim. Sanıyorum H.H. de arasıra yazmış sana. Şimdi tekrar aynı konuya dönmek istemiyorum. Kısaca şunu yazayım. 20 aralıktan 10 ocağa kadar, Roma’dan gelen kayınpederleri misafir ettik. Bu arada, onları almaya İzmir’e gittim ve giderlerken yine İzmir’e dek eşlik ettim. Bugünlerin yoğunluğunu ise, en az bir haftada çıkarabildik. Üniversitede dersler de eksik değildi tabiy. Sonra, bir ara oğlum hastalandı. Malûm Ankara’nın bu yılki soğuğu. Peşinden, beş gün 39-41 ateşle yattı ve kızamık çıkardı. Tam 25 gün evde kaldı. Bakacak kimsemiz yoktu. Ben 10 gün mazeret izni aldım. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, gece sıfırın altında 15-20 soğukla, kömürsüz kaldım birkaç gün. İşte kısaca, bunlar. Cuma günü de, çaresizlikten bizim oğlanı, biletini pasaportunu eline verip -6 yaşında- uçağa koyup, Roma’ya postaladık. Neyse, akşam dörtlerde telefonla konuştuk. Sağsağlim varmış Roma’ya. Birkaç ay kalacak.

Derginin genel başarısı için kutlarım. Bu konuda gittikçe daha titiz davranacağından kuşkum yok. Hüseyin abiye yazdığın mektupları bazen birlikte okuyoruz. Kendisi de yazmış ya, bizim Ankara’da birçok şeylerden haberimiz bile yok. Allaha şükür, birçoklarının kaprislerinden de çok çok uzaktayız. Bizi, ne olur, bize sormadan yargılamayın, yoksa yanlış oluyor. Devinimcilerden, ben de, H.H.’e yazdıkları formülle, bir mektup almıştım. Cevap falan vermedim, çünkü işin ciddiyetinden kuşkulandım. Sonra her çıkan dergide yazı yazacak ne gücüm, ne de vaktim var.

Gelecek sayının yazısını martın onlarına doğru yollarım. Ya düzeltip basılmayanı, ya da başka bir yazı yetiştiririm.

Son verir, mektuplarını, haberlerini beklerim. Selâm, sevgi.

Bedrettin Cömert

11 Aralık 2009 Cuma

Bedrettin Cömert'ten Mektup; 16 Şubat 1972

Değerli İzleyici,

Aylık Yansıma Dergisi’nin sahibi ve genel yayın yönetmeni olarak, ilk sayısını 1 Ocak 1972’de, son sayısını ise Temmuz, Ağustos, Eylül 1975’te yayınladım. Bu kez son sayısının kapak görüntüsünü de çağrışım vermesi için sunuyorum.

Bu proje ilerledikçe başka yönlere doğru eğilme ve yazınsal metin çerçevesinde o günleri irdeleme konuları da ortaya çıkacak. Belki biraz ağır ilerleyecek, fakat ilerleyecek... Her şeyden önce mektup dosyalarının sırasına göre yayınlanışı zaman alacak. Mektubun bireylik sarmalı ve yazan kişinin değilse bile o mektubun arkaplanını yansıtan sözcüklerin taranıp harmanlanması bir yazınsal metinci özeniyle yapılacak.

‘O günkü koşulları, o günkü Tekin Sönmez’i bugün daha yansız bir açıdan görebiliyorum,’ derken, bir adım öne çıkarak, gelen her mektuba yansız yaklaşacağımı söylemek istiyorum.

El yazması mektuplar da var. Bu el yazması mektupları da görsel belgeler dizgesi özeniyle sunacağım. Söz konusu mektupla birlikte, söz konusu yazıyı da yayınlama tasarımım var. Görelim bakalım...

Bedrettin Cömert’ten gelen ikinci mektubu şimdi birlikte izleyelim.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 11 Aralık 2009


Ankara, 16 Şubat 1972
Kardeşim Tekin,

Gözümden kaçan bir bilgi yanlışı nedeniyle, sana tel çekerek yazımın yayınlanmasını durdurmak zorunda kaldım. Kusuruma bakma. Benim yerimde olsaydın, sen de aynı şeyi yapardın. Umut ederim ki bütün bu karışıklık, işlerini gereğinden çok bozmasın. Yazım bu sayıya girebilmek için yetişirse ve imkan da varsa, hemen verilmesi iyi olur. Yoksa, tazeliğini yitirebilir. Sevgilerle.

Bedrettin Cömert

7 Aralık 2009 Pazartesi

Bedrettin Cömert'ten Mektup; 9 Şubat 1972

Değerli İzleyici,
Aylık Yansıma Dergisi’nin sahibi ve genel yayın yönetmeni olarak, ilk sayısını 1 Ocak 1972’de yayınladım. O günkü koşulları, o günkü Tekin Sönmez’i bugün daha yansız bir açıdan görebiliyorum.

Sosyal hümanist olarak coşkulu bir dünya ve insan sevinci ütopyası peşinde bireysel bir çıkış, bireysel bir tasarımdı benim Yansıma Dergisi girişimim. Buna bir girişim, bir tasarım girişimi diyebiliyorum bugün. Neden tasarım ve neden girişim, buna daha sonra başka bir deneme yazısı ile yaklaşacağım.

Şöyle ki Yansıma Dergisi’ni edebiyat tarihinin kendine özgü süzgecine, kendine özgü ayıklama, yansızlık bağlamında seçme yöntemlerine bırakmıştım. Edebiyat tarihi denilen soyut anlatı zincirinin çoğu yerinde insanlar tarafından bilerek bilmeyerek yansızlık ilkesine sırt dönüldüğünü gördüm.

Fakat yukarıda betimlediğim, ‘toplumsalcı hümanist coşkulu bir dünya ve insan sevinci ütopyası’ peşinde Yansıma Dergisi’ne yazılarıyla ve ürünleriyle katılanlar oldu. O sırada yazılan mektuplar oldu.

Tekin Sönmez’e yazılan mektuplar yansimatekinsonmez.blogspot.com ile sunulacak. Bedrettin Cömert’ten gelen mektupu birlikte okuyoruz.

Sevgi, içtenlik...
Tekin Sönmez
Stockholm, 7 Aralık 2009

Ankara, 9 Şubat 1972
Kardeşim Tekin,

Şimdiye dek tek satırla olsun sana cevap veremediğim için üzgünüm. Özür dilerim, ayrıca bana karşı gösterdiğin içten ilgiye teşekkür ederim. Hasan Hüseyin, mektuplarında sana durumu anlatmıştır. Şimdi acele yazıyorum. Yazıyı postaya yetiştirmek istiyorum ki, bu sayıya girebilsin. Başımdan geçen dertleri sonra yazacağım bir mektupta genişçe anlatırım.

Senden ricam, yazının düzeltilmesinin çok dikkatle yapılması. Herhangi bir yanlış, bütün anlamı yokedebilir. Yazıyı okuyunca, bunun sen de farkına varacaksın.

Çabanda başarılar ve süreklilik dilerim. Ben, yapabildiğim kadar, yardımı ve işbirliğini esirgemiyeceğim. Buna güvenebilirsin. Bana da dergi yollarsan sevinirim. Arkadaşlara selâm. Gözlerinden öperim.

Bedrettin Cömert
Turan Emeksiz sok. 14/3
Gaziosmanpaşa/Ankara