8 Ocak 2010 Cuma

Yansıma Dergisi'ne bir mektup; Dördüncü yazı

Bir mektup nasıl yazılır? Neden?
Düşündünüz mü?
Birkaç satır yazıyorsunuz!
İvedi bir haber ya kalkmakta olan bir uçağa ya bir trene yetişmek gibi.. zamana karşı bir yarış var.
O gidecek! Yetişirseniz o tren, o uçak duracak ve siz..

Değerli İzleyici,

Çoğu kez mektup işte böyle bir ruh dünyası içinde yazılır. Fakat yazıldığı sırada, zihinsel akış çok farklı bir yerdedir. Böyle ivecen yazılan bir mektup otuz yıl sonra bir yerden çıkacak.. düşünmez insan.

Çözümlemeler de bu tür mektuplarla yapılır. Bedrettin Cömert'ten birbirini izleyerek gelen üç mektup çözümleme açısından iyi bir örnek.

Bir mektup okuma, mektuptaki sözcükler arasında dolaşma, daha özü bir mektubun açılım denemesi diyelim buna, yazıyı birlikte izliyoruz.

BİR AÇILIM DENEMESİ
"Ankara, 9 Şubat 1972

"Kardeşim Tekin,

"Şimdiye dek tek satırla olsun sana cevap veremediğim için üzgünüm."

Daha önce yayımlanan üç mektubun bireylik odağına, yazan kişinin değilse bile o ilk mektubun arkaplanını yansıtan sözcüklere bakalım.

‘Kardeşim’, diye seçilmiş ilk sözcük. Kendiliğinden bir sözcük.

Burada bir açıklama/açımlama gerekiyor; Ankara, 9 Şubat 1972 tarihi ile Kardeşim Tekin, diye yazılan kişiye, alıcıya bunun iletilen ilk mektup olduğunun bilinmesi gerekir daha ilk başta.

Daha önce bir kez bile yüz yüze gelmeyen, karşılıklı yazışmayan, telefonla bile konuşmayan iki kişi arasındadır bu mektuplar.

İlk MEKTUP 'Kardeşim,' diye başlıyor. Kalkmakta olan uçağa ya trene yetişmek gibi zamana karşı bir yarış, kısa fakat yakın bir ses.

İlk MEKTUP ‘..sana cevap veremediğim..’ seslenişi konuyu açıyor. ‘Şimdiye dek tek satırla olsun sana cevap veremediğim için..’ sözcük dizisi, ‘üzülme’ nedeni için bir açılmadır.

‘Özür dilerim,’ üçüncü sırada ve ‘bana karşı gösterdiğin içten ilgiye teşekkür ederim,’ giriş bölümü ile mektup işlevsellik açısından görevini başlatmıştır. Bu tümcede, alıcının yaklaşımı da açıklanır, şöyle; ‘bana karşı gösterdiğin içten ilgi...’ betimi, Cömert’e yazılan ilk mektubun da işlevsellikle donandığını gösteriyor.

‘..tek satırla olsun cevap verememiş’ olsa bile; Cömert'e, Yansıma'ya katılım önerisi için yazılan mektup işlevsellik açısından yerindedir.

Demek ki, ona, Cömert’e karşı içten ilgi gösterildiği, doğru algı düzleminde Cömert'in zihninde yer etmiş. Tamamlanan bu bölüm içsellikle yüklüdür her iki taraf açısından da ve açılım boyutlanmıştır.

Algı düzleminde yer etmesi için, yeterli içtenlik sunulmuş; bu da anlaşılıyor ve bu tümce ile Ankara, 9 Şubat 1972 tarihinde yazılmış mektup, kendisinden önceki önhazırlık arkaplan ögesini veriyor.

Bu durumu sözcükler, (doğaçtan sıralanma öbekleri olarak, mektubun içine sızma yöntemiyle gizlenen sözcükler) ele veriyor.

İlk MEKTUP; 'Başımdan geçen dertleri sonra yazacağım bir mektupta genişçe anlatırım,' betimlemesini izliyoruz.

Başımdan geçen dertler, betimlemesiyle birlikte şunu da yazabiliyor. Bununla birlikte; ‘Ben, yapabildiğim kadar, yardımı ve işbirliğini esirgemiyeceğim. Buna güvenebilirsin.’ Şu da var, yanıt vermekte gecikmesine karşın ‘gösterilen ilgiye teşekkür’ ediyor yazan kişi.

Konu ne olursa olsun, mektup bir iletişim aracı olarak, yaptığı işlevle kendisini kanıtlıyor; yazan kişiyi de alıcıyı da gönendiriyor burada.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 8 Ocak 2010